GDO'lu gıdalar nasıl anlaşılır.


GDO’lu gıdalardaki olumsuzlukları gözler önüne seren Saadet Partisi Nilüfer İlçe Başkanı Fikret Serkan, konuyu katılımcılara şu sözlerle aktardı.

“Sağlıklı gıda sağlıklı bir toplum için vazgeçilmezlerdendir. Günümüzde ülkemiz kanser, AIDS, vb. hastalıkların ciddi tehdidi altındadır. Gerek çevre kirliliği, gerek üretilen gıdalar üzerinde oynanan oyunlar, gerekse ilaç kartellerinin önce mikrobu üretip sonra ilacını dünyaya pazarlamasını içeren çirkin oyunlar sağlığımızı bozuyor. Gıda ürünleri açısından en büyük tehlike GDO’ lu (genleri ile oynanmış) tohumlar ile üretim yapılmasıdır. Örneğin domatese balina geni aşılayarak soğuğa dayanması sağlıyorlar.

— Uzun vadede KANSER yapmaktadır.

—Gelecek yıl için o üründen tohum alınamamaktadır.

—Sonraki yıllarda o toprağa GDO’lu ürün haricinde bir ürün ekildiğinde ürün vermemekte yani toprağımızı kirleterek ebediyen esir almaktadır.

—Her geçen yıl tarla için daha fazla ilaç kullanımı gerekmekte buda hem ilaç hem de tohum yönünden yurtdışına bağımlı hale gelmeye neden olmaktadır.

GDO’lu ürünü nasıl anlarız?

- Orijinalinin mevsimine göre zamansız piyasaya çıkarlar.

- Daha iridirler ve üzerlerinde yumrular halinde şekil bozukluğu vardır.

- Tatları saman gibidir kokuları yoktur

- İçleri beyaz süngerimsi kıvamdadır.

- Çok hızlı sürede üretilirler. Örneğin 30 günde tavuk 5 ayda dana haline getirilirler.

Toplum sağlımızı korumakla görevli AKP hükümeti maalesef çıkardığı kanun ile GDO’lu ürün ve tohumların ülkemize girmesine izin vermiş. Yerli tohumculuğu geliştirmek şöyle dursun içinde yüzyıllardan gelen binlerce tohum çeşidimizi barındıran Tohumculuk Enstitüsü’nü sadece 1 milyon dolara İSRAİL’li bir firmaya satmıştır. Şeker üreticisine kota koymuş, onun yerine Amerikan CARGİL şirketine özel kanunla hormonlu tatlandırıcı üretimine %30 luk bir oran ile (diğer ülkelerde bu oran %7dir) izin vermiştir. Ucuz süt tozu ithali nedeniyle süt ürünleri büyük ölçüde süt tozundan yapılır hale gelmiştir. Hayvancılığın desteklenmesi gerekirken tam tersine ne olduğu belirsiz parça et ithalatına kolaylık getirilmiş, Domuz kasaplık et statüsüne alınarak üretimine kredi sağlanmış, Köylümüzün ürettiği ürünlerin fiyatı ucuzlatılmış tersine ilaç, gübre, yem fiyatları ciddi oranda zamlar yapılarak pahalılandırılmıştır. Bu suretle Köylümüz perişan edilmiştir. Kuş gribi oyunu ile de ülkemizdeki tüm köy tavukları yok edilmiştir.

Saadet Partisi olarak çözüm önerimiz kesinlikle yerli üretim yapılması bunun için üreticiye gerekli desteklerin verilmesidir.

Ayrıca zabıta yasası yeniden düzenlenilmeli, gıda sağlık kontrolleri için gerekli teknik donanımlar çağımızın gerektirdiği koşullara uygun hale getirilmelidir.

Sağlığınız için GDO lu ürünler almayınız tüketmeyiniz. Organik gıdalar yemeğe özen gösteriniz.

Emperyalizmin yeni silahı ‘Genetiği Değiştirilmiş Organizmalı Tohumlar’

Geceye katılan bir diğer konuklardan Gemlik Ziraat Yüksek Mühendisi GDO’ya Hayır Platformu sözcüsü Ekolojik Yaşam Derneği Başkanı Arca Atay’ın, açıklamalarında geceye damgasını vuran iddialarda bulundu.

Atay; “Türkiye’de şimdiye dek, üretimi ve dağıtımı yasak olan GDO’lu tohumlar, 2006 da kabul edilen Tohumculuk Kanunu ile yasallaştırılmaya çalışılmış ve ülkenin GDO ile işgaline ortam hazırlanmaktadır. Artık yabancı şirketler, gen kaynağı olan ülkemizde, herhangi bir tohumumuzu, biyoteknolojik yöntemlerle kazandırdıkları bir özelliği gerekçe göstererek patentleyebileceklerdir. Tüm Avrupa’daki bitki çeşidine yakın bir sayıda ve 3000’i de endemik olmak üzere, toplam 11 bin bitki çeşidine sahip olan Anadolu coğrafyası, gerçekte bir gen bankası niteliğindedir. GDO işgali, biyolojik çeşitliliğimiz üzerinde büyük bir tehdit oluşturacaktır. Tohumculuk yasasıyla GDO’lu tohumların ülkeye girişinin serbest bırakılması ve ticarileştirilmesi bir anlamda hukuksal güvenceye kavuşturulmuş ve çok yakında Meclis gündemine getirilecek olan Ulusal Biyogüvenlik Yasası ile de bu olay perçinlenecektir. Zira Biyogüvenlik Yasasının ülkeye transgenik ürün girişinin serbest bırakılması ve ticarileştirilmesini sağlayacağı bizzat hükümetin devlet bakanı tarafından açıklanmıştır.

Ulusal Biyogüvenlik Yasasının yabancı gen aktarımlı tohum ve gıdaların giriş ve üretimlerine serbestlik değil yasak getirilmesini istiyor, tüm üreticileri, tüketicileri, sivil toplum örgütlerini ve bilim insanlarını bu konuda uyanık ve duyarlı duyarlı olmaya, düzenlenmekte olan GDO işgal senaryosuna karşı çıkmaya çağırıyoruz.” yorumunu yaptı.

Yorumlar

Medyalar

Magazinler